top of page

Yusuf FIRAT ‘la Meditasyon – Kendini Tanı


Aşılması Gereken Zihinsel Engellerimiz-30

 

Sürekli şikâyet etmekten vazgeçin:

 

Şikâyet, hoşnutsuzluk belirten söz ya da yazı, sızlanma, yakınma eylemidir. Zorlandığımız, sıkıldığımız, yorulduğumuz zamanlarda yaşadıklarımızdan bahsetmek, hissettiğimiz duygularımızı dile getirmek ve anlaşılmak aslında psikolojik olarak yükümüzü hafifletir, bize güç verir. Olumsuz duygularımızın üzerimizdeki etkisi ve baskısı azalır ve karşılaştığımız durumla daha kolay baş edebiliriz. Duygularımızı doğru ve anlaşılır şekilde ifade edebilirsek ve karşımızdaki kişilerde yargılamadan, akıl vermeden bizi dinlerlerse, algıladığımız duygular bizim kendimizi iyi hissetmemize neden olur. Duygularımızdan bahsettiğimizde ve bunun anlaşıldığını hissettiğimizde, o konuyla ilgili olarak deşarj olmuş oluruz ve şikayet etme ihtiyacımız da azalır. Şikayet etme aslında karşımızdaki insanlarla iletişim kurma ve anlaşılma yöntemlerinden birisidir. Sürekli yakınan, söylenen kişilerin bu konularda daha derin ihtiyaçları olduklarını varsayabiliriz. Çoğu kişinin yaşamı şikayet edebilecekleri şeylerle doludur. Mantık sınırları dahilinde durumdan şikayet edilmesi normal bir davranıştır. Ancak şikayet etmenin yaşam tarzı haline gelmesi, yakınmada ölçüyü aşmaları, şikayet etmenin bir bağımlılık haline geldiğini gösterir. Sürekli şikayet eden insanlar genellikle duygusal ve ruhsal gelişimlerini sağlıklı tamamlayamadıkları gözlenmektedir. Şikayet etme beklentilerini karşılama yolu haline dönüşüyor ve bunu başkalarını kontrol etmeye yarayan bir yöntem olarak benimsiyorlar. Bu sadece dikkatleri üzerine çekmek için yapıyorlar.

 

Sürekli şikayet eden kişilerin özellikleri:

 

Her şey şikayet eder ama şikayet ettikleri konularla ilgili olarak bir şey yapmak istemezler. Sorumlulukları başkalarının üzerine yıkmak ve bu şekilde kendilerini rahatlatmak isterler. Sorumluluk alma ve eyleme geçme konusunda tembel ve umursamazdırlar. Memnuniyetsizlikleri had safhadadır. Onlara göre mutlu olunacak hiç bir şey yoktur. Sürekli negatif ve olumsuz düşünceler içerisindedirler ve her şeyle kendilerinin mücadele ettiğini vurgulamak isterler. Günün büyük bir bölümünü şikayet ederek geçirirler. Bardağın dolu tarafını yerine boş tarafını gördükleri için, kendilerini ve çevrelerindeki kişileri mutsuzluğa sürüklerler. Kötü şansın kendilerinin peşini bırakmadıklarına inanırlar. Mağduriyetlerinin nedenlerinden biriside kötü şanstır. Özgüven eksikliklerini kapatmak için, şikayet ederler, bahaneler üretirler, suçu başkalarının üzerine atmaya çalışırlar. Mutsuzluğunun nedenini hep kötü giden şeylere bağlarlar. Başarısızlıklarının nedenini aksilikler yüzünden kaynaklandığını söylerler. Kısacası kendi yetersizliklerini bulabildikleri en mantıklı bahanelerle kapatmaya çalışırlar. Bu tarz insanlar; düşmanlık dolu bir dünyada yaşadıklarına inanırlar, bu yüzden karşılarındaki kişilere güvenmezler. Sürekli bahaneleri vardır ve birilerini suçlarlar. Her şeyin sebebi başka kişiler ve ya da olaylardır. Ahlaki yönden harika, yaşanan durumlar açısından da suçsuzlardır. Anlattıkları durumlarda da problemi çözmesi gereken sizmişsiniz gibi davranırlar. Ancak öneri ve tavsiye vermekten çok hoşlanırlar.

 

Öfkelerini başka şekilde gösteremeyen insanlar sorunun muhatabı ile konuşmak yerine ilgisiz yerlerde ilgisiz insanlara yakınıp dururlar. Narsist olan kişilerin şikayetleri daha çok eleştiri tarzındadır. Kendisine yapılan haksızlıklara, saygı gösterilmediği ve hakkının kendisine verilmediği şeklindedir. Obsesiflerin şikayetleri ise çevresindekilerin işleri yeterince özenli yapmadıkları ile ilgilidir ve işlerin kendi istediği gibi yapılmamış olmasından yakınırlar. Sürekli şikayet eden kişiler kendilerine olan bakış açılarını da çarpıtırlar. Kişi, kendisi hakkında durumdan sorumlu tutabileceği herhangi bir şeyin ya da herhangi bir durumu iyileştirmenin mümkün olduğunu kavramaktan uzaktır. Kötü şeyler, olumsuz enerji diğerleri tarafından oluşturulur, bu kronik mağdurun kontrolü dışındadır. O sadece durduramadığı bir şeyin kurbanıdır.

 

Aşırı şikayet etme sorunu olan bir bakış açısına sahip olmak günlük hayatımızın şekillenmesinde önemli rol oynadığı için, kişi zamanının büyük çoğunluğunu bu olayların kendisinde yarattığı sorunları çözmek için harcar. Bunun sonucu olarak hayatımızda farklı eylemler ve deneyimler yaşamak istersek zihinsel, fiziksel ve zaman olarak sorunlar yaşayabiliriz.

 

Aşırı şikayet etme sorunundan kurtulmak için kendimizi iyi tanımalı, sınırlarımızı test etmiş ve ölçmüş olmalıyız. Kendimizi keşfetmenin en güzel ve en önemli yollarından birisi de Meditasyon yapmaktır.

 

Bir insanın kendi kendine verebileceği en güzel hediye MEDİTASYON dur.

 

29 Ekim 2017


Yusuf FIRAT

bottom of page