

AyNa Astroloji

Yusuf FIRAT ‘la Meditasyon – Kendini Tanı
Aşılması Gereken Zihinsel Engellerimiz-27
Umutsuzluklarınızdan kurtulun:
Umutsuzluk, bir olay karşısında duyulan beklentilerin olumsuz yönde olması veya beklentilerin olumsuz yönde gittiği duygusudur. Bu duygu çoğu zaman; hiçbir zaman ve hiçbir şekilde gerçekleşemeyecek olan, veya böyle olacağı sadece düşünülen beklentiler söz konusu olduğunda kendini belli eder. Umutsuzluk, özellikle öncesinde bu beklentiyi elde edemeyen insanların yaşayacağı bir duygudur. Ancak çoğu kimseye göre, umutsuzluk, zaten o beklentinin önündeki en büyük engellerden biridir. Ayrıca, umutsuzluk teması günlük yaşamda da büyük yer bulan bir olgudur. Bu duygu, sanat eserlerinin oluşmasına ilham veren ve genel kültürde bariz bir şekilde kendini belli eden bir duygudur.
Umutsuzluk belki de, birçok insanın bazı dönemlerde başına gelen, bazı insanların ise başına gelip de atlatamadığı ve hatta ömrü boyunca kapılıp gittiği ciddi konular arasındadır. Biz insanlar her zaman geçmişimizden derse çıkarırız ve geçmişimiz aslında geleceğimize yol çizer. Bu yüzden de geçmişte yaşanılan birçok konu geleceğimizi tetikler ve yaşanılan kötü ve ardı sıra gelen olaylar, bizim geçmişimize umutsuzluk olarak yansır. Biliyoruz ki dünyada yaşayan her insanın küçük ya da büyük birçok sorunu ve sıkıntısı olmakta ama bu sıkıntılar hayatımızın bazı dönemlerinde karşımıza çıkmakta ve biz değiştikçe sıkıntılarımızda evrim geçirmekte, değişmektedir.
Umutsuzluğa eşlik eden diğer etmenler ise değersizlik, çaresizlik, mutsuzluk, kararsızlık, eyleme geçememe, işlerini sürdürememe ve suçluluk duygularıdır. Her bireyin kendini güçlü ve değerli hissetmek için gerçekleştirmeye çalıştığı beklentileri vardır. Depresyon ve umutsuzluk ise bu beklentilerin kesintiye uğraması sonucu kişinin güçsüz ve çaresiz hissetmesidir.
Bütün bu beklentilerin altında yatan temel istekler ise, kişinin kendini değerli, sevilen, istenen, güçlü, üstün, güvenli, başarılı, iyi ve sevebilen bir birey olmak istemesi vardır.
Umutsuzluğun başlıca sebepleri arasında düş kırıklıklarımız en önde gelenlerden bir tanesidir. İdealler ve gerçekleşenler arasındaki fark düş kırıklığının sebebidir. Güçlü ve sarsıcı bir yaşam olayı, düş kırıklıkları ve örselenmeler, beklentiler açısından engeller ve çatışmalar yaratır. Bu çatışmada benlik güçsüz kalır ve özgüven düşer. Artık kişi umutsuzluk içindedir. Umutsuzluk içindeki birçok kişinin yaşam öyküsünde karşılıksız aşk, arkadaş veya sevgili tarafından uğranılan ihanet, işyerinde haksızlığa uğrama, iş kaybı, para kaybı, sınavlarda uğradığı başarısızlık, elindeki kaynaklarla gelecek hedeflerine ulaşamayacağı gibi travmatik bir simge bulunur.
Kabullenilen çaresizlik ise kişinin ne yaparsa yapsın olayları değiştiremeyeceği inancıdır. Bazen insanlar bu durumun farkına varır ve kabullenir. Hayatın böyle sürüp gideceğini, bunun kişinin kaderi ve talihsizliği olduğu ve katlanılması gerektiğini düşünülür ve bunlara boyun eğer. Bunların sonucunda hayatı değerli ve anlamlı kılacak hiçbir şey kalmaz.
Umutsuzluğun nedeni de şuan ve gelecekte bu durumu değiştirmek için yapabilecek hiçbir şeyin olmadığına duyulan inançtır.
Tekrarlayan depresyonların kaynağında, umutsuzluk duygusunun tekrarlanmasının ve şiddetinin önemli bir rolü vardır. Bu durumu düzeltmedikçe sorunu tamamen çözmek mümkün olmaz. Umutsuzluk ve karamsarlık kronik bir depresyon hali yaratır. Umutsuzluğun altında çözümlenmemiş içsel çatışmalar vardır. Çözüm girişimleri başarısızlığa uğradıkça, kişi giderek kendisine yabancılaşır ve tekrarlanan başarısız deneyimler umutsuzluğu arttırır. Pes ettiği noktada becerileri hiçbir zaman gelişemeyecek, aşk, evlilik, arkadaşlık ve iş ilişkilerinde mutluluk ve huzuru yakalayamayacaktır.
Umutsuzluğun son noktası kişinin kendini yitirmesidir. Bu durumda kişinin odak noktası kendi dışına kayar ve kişi kendi hayatının itici gücü olmaktan uzaklaşır. Kendine ve gelişimine olan tüm inancını yitirir. Bir çeşit ruhsal ölüm söz konusudur.
Umutsuzluk sorunu olan bir bakış açısına sahip olmak günlük hayatımızın şekillenmesinde önemli rol oynadığı için, kişi zamanının büyük çoğunluğunu bu olayların kendisinde yarattığı sorunları çözmek için harcar. Bunun sonucu olarak hayatımızda farklı eylemler ve deneyimler yaşamak istersek zihinsel, fiziksel ve zaman olarak sorunlar yaşayabiliriz.
Umutsuzluk sorunundan kurtulmak için kendimizi iyi tanımalı, sınırlarımızı test etmiş ve ölçmüş olmalıyız. Kendimizi keşfetmenin en güzel ve en önemli yollarından birisi de Meditasyon yapmaktır.
Bir insanın kendi kendine verebileceği en güzel hediye MEDİTASYON dur.
22 Ekim 2017
Yusuf FIRAT