AyNa Astroloji
Yusuf FIRAT'la Meditasyon
Psikolojik Sendromlar ve Sorunlar - 13
Bilişsel Uyumsuzluk veya Çelişki (Kendi Kendimizi Kandırma–yalan söyleme):
Bilişsel çelişki kuramı, bireyin yaşamını sürdürdüğü süre boyunca hayatta tecrübe ettiği şeylerden-yaşadığı yerden, ailesinden, arkadaşlarından, karşılaştığı şeylerden, dini inancından vb.-dolayı zaman içerisinde bilinçaltında kendisine özgü değerler ve inançlar oluşur. Birey hayatına devam ettiği süre zarfında eğer bilinçaltında oluşan her hangi bir düşüncenin tam zıttıyla karşılaşırsa onu reddetme veya görmezden gelme eğilimi gösterir. Oluşan bu duruma Bilişsel Uyumsuzluk veya Çelişki denir. İnsan, zihninde çatışan fikirleri, hisleri olduğu zaman bir tedirginlik ve rahatsızlık hisseder. Bu çatışma belirsizlik ve dengesizlik yaratır. Rahatlama ve zihinsel dengeyi sağlamak için, çatışmayı yaratan zihinsel sebeplerden birini veya birkaçını, tutarlı ve dengeli zihin ortamına kavuşmak için manipüle ederiz. Yani, kendi kendimizi kandırırız ve bu bizi rahatlatır.
Konuyu bir örnekle açıklamak gerekirse; bir sevgiliniz var ve siz sevgilinizi çok seviyorsunuz. Sevgilinizi sevdiğiniz kadar da yalandan nefret ediyorsunuz. Yani sevgilinize karşı tutumunuz olumlu, yalana karşı tutumunuz ise olumsuzdur. Bir gün sevgilinizin bir yalanını yakalıyorsunuz. Bu sizin zihninizde şöyle bir karşılık bulur. Yalan ile sevgiliniz arasında bir bağ oluşur ve bu zihninizde bir dengesizliğe yol açar. Çünkü sevdiğiniz bir insan sevmediğiniz bir davranışta bulunmuştur. Şimdi bu dengesizlik nasıl aşılacak?
Bu sorunu aşmanı iki yolu var. Ya sevgilinize karşı olan tutumunuzu değiştireceksiniz ve ona karşı olan hislerinizi azaltacaksınız veya yalana karşı olan nefretinizi kısıp, biraz daha toleranslı olacaksınız. Ya da bir başka yol seçip sevgilinizin zihninizde edindiği yeri ayrıştırıp onun yalan söylemeyen tarafını sevmeye devam edecek, diğer kısma karşı mesafeli olacaksınız.
Tüm bunların dışında bir yol daha bulunmaktadır. Kendi kendinize yalan söylemek. Eğer ne sevgilinize olan sevginizden ne de yalana olan nefretinizden vazgeçemezseniz, bu sefer kendi kendinize sevgilinizin size yalan söylediğini reddederek zihinsel bilişsel dengeyi kurarsınız.
İnsanlar doğaları gereği zihinlerinde ki her şeyi bir dengeye oturtmaya çalışır. Eğer ortada bir dengesizlik ya da çelişki olursa bundan rahatsız olur ve bazı yöntemlerle bu sıkıntıdan kurtulmaya çalışırlar. Gerekirse kendilerine yalan bile söylerler. En fazla yalanı da kendi kendimize söyleriz. İnsanlar inançlarını korumak için, gelen karşı görüşleri sansür ederler. Sadece inandıkları değerleri seçerler ve onları korurlar. Eğer bu karşıt görüşler arasında seçme zorunluluğu varsa en iyisini değil, kendisiyle en uyumlusunu seçerler. Bu açıdan kişiler faydacı bir anlayış güderler. Olaylar karşısında objektif olmaktan çok sübjektif tavır alırlar. Eğer bir konuya tamamen inanıyorsak, onun yanlış olmasını istemeyiz. Bu noktada gerçeklerle yüzleşmekten ya kaçınırız, ya da ona karşı koyarız. İnsanlar ve toplumlar inandıkları şeylere karşı gelen konulara saldırma eğilimindedir. Bunu yaparken karşı görüş hiç var olmamış gibi davranırlar. Yani onu duymamazlıktan gelir. Böylece uyumsuzlukla yüzleşmez ve kendini kandırmaya devam eder. Kişi kendisini o kadar güzel ikna eder ki, bunun bir kandırmaca olduğunu fark etmez. Diğer bir davranış şekli ise, ne olursa olsun değerlerini savunmaktır. Bunun için saldırgan bir tavır alır, karşıt görüşü sadece çürütmek istemez onu yok etmek arzusu da duyar. Çünkü kendisine yapılmış bir saldırıdır. Toplumlar ve insanlar kendi kendilerini kandırmaya devam ettiği müddetçe, var olan sorunların çözülmesini beklemek hayal olmaktan öteye geçemez.
İnsan beyninin bu ilginç işleyişi nedeniyle, kendi yalanımıza kendimiz inanıyoruz. Eğer bunu yapmazsak, bu çatışma mutlaka bir takım ruhsal problemlere yol açar. İnsan doğası gereği, tutarlı ve belirsizlikten uzak bir mental sisteme ihtiyaç duyduğu için, ortada net ve apaçık bulunan gerçeğe aykırı veya bu gerçeği tamamen reddeden bir fikri bile zihinsel denge ve sükunet adına tek gerçek olarak kabul eder..
Bizler sadece düşündüğümüz gibi davranışlar sergilemiyoruz, davranışlarız bir süre sonra düşüncelerimiz belirlemeye başlıyor.
Buna benzer sendromlara maruz kalmamak için kendimizi iyi tanımalı, sınırlarımızı test etmiş ve ölçmüş olmalıyız. Kendimizi keşfetmenin en güzel ve en önemli yollarından birisi de Meditasyon yapmaktır.
Bir insanın kendi kendine verebileceği en güzel hediye MEDİTASYON dur.
5 Ekim 2017
Yusuf FIRAT