

AyNa Astroloji

Yusuf Fırat'la Meditasyon
Psikolojik Sendromlar ve Sorunlar -12
Televizyon bağımlılığı:
Televizyon bağımlığı, bir fiziksel bağımlılık olmamakla birlikte, Euphoria adıyla bilinen bir bağımlılık çeşididir. Euphoria kişinin hoşnutluk duyduğu, iyi hissettiği ve mutlu olma etkisiyle televizyon izlemenin kişinin yaşamında önemli bir yer tutmasını ifade eden bir rahatsızlıktır. Televizyon seyretme süresini kontrol altına alamıyor, denetleyemiyorsak ve suçluluk duygusu yaşıyorsak bu bize bağımlı olduğumuz gösterir. Genel seyir şekli bir kumarbazın kumar oynamaktan kendini alı koyamaması, başka birinin saatlerce video oyunu oynaması ya da uzun süreler internet kullanımı gibi benzer bir seyir gösterir.
Televizyon bağımlığı belirtileri:
- Kolay sıkılma
- İsteksizlik
- Sinirlilik
- Dikkat azlığı
- Diğer insanlarla beraber olmaktan memnun olmama
- Kendilerini kontrol etmede güçlük
- Spor yapmama ve şişmanlığa eğilim
- Aile içi iletişim sorunları
- Analitik düşünme sorunları
- Okuma eksiklikleri
- Sosyal sorunlar
Televizyon seyretmek tek yönlü bir ilişkidir. Kişi televizyon seyrederken aktif-araştırmacı-sorgulayıcı değil pasif algılayıcıdır. Televizyon karşısında pasif alıcı konumunda kalan kişi bir süre sonra uyanıklığın uykusu diyebileceğimiz bir rehavet içinde kendisini orada gördüğü sanal dünyanın akışına bırakır. Zaman ilerledikçe bir tür hafif uyuşukluk içinde yeni bir şey yapma isteği azalır. Bedensel ve ruhsal olarak daha edilgen ve durgun bir hal alır. Yeni bir iş, aktivite, hareket isteği körelir. Pasif algılayıcı konumunda olan kişi, televizyon seyretmek ile programların içinde hazırlanmış olan bilinçaltına iletilen SUBLİMAL mesajlara karşı da savunmasızdır. Televizyon programları bilinçli olarak şekillendirilmiş ve yönlendirilmiş bilgi içerir. Toplumu ve kişileri belli düşüncelere yönlendirmek için kullanılmaktadır.
Ülkemizde televizyon seyretme süresi ortalama 5 saat civarındadır. Böylece 75 yıl yaşayan biri yaklaşık 15 yılını televizyon karşısında geçirmiş olur. Bu üzerinde düşünülmesi gereken bir bulgudur.
Türkiye de kitap okuma oranları ile ilgili bazı istatistikler:
- Gelişmiş ülkelerde kişi başına düşen yıllık kitap alımı, ortalama 100 abd doları, Türkiye’de ise bu rakam 10 abd dolarının altındadır.
- Türkiye’de her 100 kişiden sadece 4,5 kişi kitap okuyor.
- Japonya’da yılda 4 milyar 200 milyon kitap basılıyor. Türkiye’de sadece 23 milyon.
- Birleşmiş milletler insani gelişim raporunda kitap okuma oranında Türkiye,173 ülke arasında 86. Sıradadır.
- Japonya’da kişi başına düşen kitap sayısı yılda 25, Fransa’da 7, Türkiye’de ise yılda 12 bin 89 kişiye 1 KİTAP düşüyor.
Bu verileri baktığımız zaman okur-yazar bir toplum olmadığımızı görmekteyiz. Toplum olarak bilgi edinmek için televizyon seyretmeyi birinci tercih olarak kullanmaktayız. Bize paket olarak verilmekte olan yönlendirilmiş bilgilerle hayatımızı yönlendirmeye çalışıyoruz. Toplum olarak zihinsel tembelliğimiz yüksek bir düzeydedir.
Buna benzer sendromlara maruz kalmamak için kendimizi iyi tanımalı, sınırlarımızı test etmiş ve ölçmüş olmalıyız. Kendimizi keşfetmenin en güzel ve en önemli yollarından birisi de Meditasyon yapmaktır.
Bir insanın kendi kendine verebileceği en güzel hediye MEDİTASYON dur.
2 Ekim 2017
Yusuf FIRAT